Zorunlu Evlilikler
Kişinin hayatına yön vermesi ve soy devamı adına yapılan evlilikler kimi zaman zorunluluk düşüncesi ile var olmaktadır. Yaşam şartları gereği özellikle erkeklerin aileden uzak bir yaşam sonucunda idare etmekte zorlandığı ev iş arası dokuduğu mekikler kişiyi yorar ve psikolojik olarak da bulanıma sokar. Hele ki çevresinde evlenen ve düzenli bir yaşama sahip olan bir çevresi söz konusu ise.Bayanlar da ise genellikle aile zorunluluğu ile dayatma sonucunda yaşanan evlilikler vardır.Her ikisinde de ortak nokta var olan zorunluluktur.Var olan bu zorunluluk çerçevesinde bir araya gelen çiftler bir paylaşımı yaşamak için mecburi kavramlar ile bir araya geldiklerinden olmayan ya da oluşmayan bir sevgi kavramsızlığı ile daha ilk günden sıkıntı yaşamaya başlarlar.Çünkü evliliğin temelinde ve güzelliğinde sevgi yatmaktadır.Bir birinden kopuk olarak yaşamaya başlayan çiftler her geçen gün uzaklaşma yaşar ve bu uzaklaşma kişide ruhi bozukluklara neden olur.Zamanla yapılan bu zorunlu evliliğin hata olduğu anlaşır,fakat bu anlaşıldığı an kimi zaman bazı şeylere çözüm bulma adına geç kalınmışlık taşır.
Kişi hayatın kendisine sunduğu şartlar karşısında sığınak olarak gördüğü ev aile ortamından kaçar ve başka bir sığınak arama yoluna gider. Buluna hiçbir sığınak yaşadığı sıkıntıya çözüm olmaz tam tersine işi daha fazla yokuşa sürer. Bu nedenle evlilikler de toplumsal baskının her ne kadar önemi büyük olsa da bu durum aşılmaya çalışılmalı ve sevginin saygının paylaşımın olmayacağı düşünülen bir birlikteliğe adım atılmamalıdır. Kişiyi tanımalı ve zamana yayarak özellikler benimsenmeli sevgi yumağı oluşturulmalıdır. Evliliğin ilk yıllarında yaşanan sorunları severek bir araya gelen çiftler dahi yaşadığı gerçeğini de göze alırsak zorunlu evliliklerden mümkün olduğu kadar uzak durulmalıdır.
Hayatınıza yön vermek adına yaptığınız evlilik hayatınızda kocaman bir sorun olarak her an karşınıza çıkmamalıdır. Eğer ki bu toplumsal baskı altında gelişen sürece karşı koyamıyor iseniz kişiyi tanıma adına nişanlılık dönemi diye adlandırılan dönemi biraz daha uzun tutarak kişiyi tanımaya yönelmeli ve olmayacak duaya âmin dememelisiniz.
Ev Hanımı Olmak
Ev Hanımlarının dünyası Çalışan bayanlara göre daha dar kalıplarda gözükse de oldukça geniştir. Fakat hangi bayana sorarsanız sorun hep aynı cümlelerdir. bu cümleleri geniş bir süzgeçten geçiren ev hanımları büyük bir koşuşturma ve genişleten ise her kadının kendi evinde ev hanımı oluş biçimidir. Çalışan bayanların hayatında iş kavramlarına ayırması gereken vakitlerinde ev hanımları kendi himayeleri altında olan evlerinde özgürce bir koşuşturma telaşında olabiliyor ya da gel keyfim gel kahvesini yudumlayabiliyorlar. Ev Hanımlarının çalışan bayanlara göre her ne kadar kendilerini geliştirme adına dar kalıplarda olduğu düşünülse de bu böyle değildir. Çalışan bayan günlük aynı iş temposunda aynı bilgiler doğrultusunda kendini sınırlı bir şekilde geliştirirken ev hanımları her defasında beyinlerini farklı bir noktada yoğunlaştırarak farklı bilgilerle kendini geliştirme olanağına sahip oluyorlar.